İçi öyle dolar ki* bazen insanın; paylaşılacak bi'şey değildir bu. Oturup anlatılamaz, "iç dökülemez" hiçbi' zaman. Yaşananlar tarifsiz şeyler de değildir aslında, hatta birine anlatmaya kalktığında senden daha fazlasını yaşadığını duyarsın muhakkak. Anlarsın dünyanın sonu değildir; herkesin bildiği-çoğunun bizzat yaşadığı-şeyleri yaşamaktasındır ama.. yok işte. Alakası yoktur..
Kimse bilmez senin geçtiğin tüneli, sen de o tünelden ne için geçtiğini bilmezsin. Ama isteyerek,bilerek girdiğinin farkındasındır o yola.. Yolu bilmesen de yolun sonundakini bildiğini sanırsın. Göremezsin yolun 'istediğine' değil 'bilmediğine' doğru gittiğini yazan tabelaları.. Hız sınırına uyamazsın, acele edeceksindir çünkü.. Bilmediğin yollarda bile bi' 'emniyet şeridi' vardır aslında ama girmeyi akıl etcek bi' akıl' yoktur ortalıkta!
Bu yolda heba edersin işte herşeyi. Sen ilerledikçe geçtiğini sandığın şey 'yol çizgileri' değil zamandır aslında, ama ne senin ne de başka birinin umrundadır bu.
İstediğin sona bilmediğin yolda gittiğini sanarsın hala, bu yoldur istediğin aslında, heba olmaktır.
ve bu aralar ne çok böyle hissetmektedir bu çocuk, inatla hissedecektir..
*ki bağlacından da, yazılışından da nefret ediyorum.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder